![](uploads/old/7177.webp)
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye yeni bir yönetim yapısına geçti. Yeni sistem öncesi e-Devlet politikalarının gündeminde, kamu kurum ve kuruluşlarının kurumsal süreçlerinin elektronik ortama taşınması ve organizasyon yapılarının güncellenmesi yer alırken yeni hükümet sistemi, planlama, karar verme ve uygulama süreçlerinde rol oynayan tüm paydaşlar ile devlet arasındaki ilişkilerin yeniden tanımlanmasını gerekli kıldı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş ile birlikte ayrıca Dijital Türkiye ve siber güvenlik koordinasyonunun aynı çatı altında toplanmasına yönelik önemli adımlar atıldı. Bu süreci ise Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha KOÇ yönetti. KOÇ ile Türkiye’de dijitalleşmeyi ve Dijital Dönüşüm Ofisi bünyesinde yapılan çalışmaları konuştuk.
ICT MEDIA: Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçilmesi ile birlikte, Türkiye yeni kavramlar ve yeni kurumlarla tanıştı. Bunlardan biri de başkanlığını üstlendiğiniz Dijital Dönüşüm Ofisi… Öncelikle Dijital Dönüşüm Ofisinin görevi, misyon ve vizyonu nedir. Türkiye’yi nasıl bir gelecek ve dönüşüm bekliyor?
Ali Taha KOÇ: Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından belirlenen politika ve stratejilere uygun olarak, kamu kurumlarının performans ve hizmetlerinin verimliliğini artırmak ve kamunun dijital dönüşümüne öncülük etmek amacıyla Dijital Dönüşüm Ofisimiz yetkilendirilmiştir.
Ülkemizde dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi yoluyla ekonomik ve sosyal refahın artırılmasına yönelik insan, iş süreçleri ve teknoloji unsurlarında bütüncül bir dönüşüm gerçekleştirmek için çalışıyoruz.
Dijital Dönüşümle; kamunun iş süreçleri hızlandırılarak, vatandaşlarımızın günlük hayatları kolaylaştırılacak, bu sayede zaman ve paradan tasarruf sağlanarak, ekonomik ve sosyal hayatta refah artışı sağlanacaktır.
ICT MEDIA: Bu dönüşüm sürecinde belirlediğiniz olmazsa olmaz temel unsurlar nelerdir?
Ali Taha KOÇ: Küresel rekabet ve ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedefleri, tüm paydaşların iş birliği içerisinde etkin bir şekilde çalışması ile gerçekleşebilir. “Dijital Türkiye” sloganıyla çıktığımız bu yolda; kamu, özel sektör, üniversite ve sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle ülkemizin dijital dönüşümünü gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Bugün artık gücün belirleyicisi, sahip olunan veri ve bunları işleme kabiliyetidir.
Bu nedenle dijital çağda sadece veriye değil, veriden değer üretmeye odaklı bir yönetişim anlayışıyla çalışmaktayız.
Verinin değere dönüşmesi ancak yerli ve milli bir anlayışla mümkündür. Bu kapsamda, her bayt verinin kendi sınırlarımız içerisinde korunması da büyük önem arz etmektedir.
Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, kaynaklarımızı verimli kullanarak, teknolojiyi sadece tüketen değil üreten bir Türkiye olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
ICT MEDIA: Ülkemizin dijital dönüşüm süresinde Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, Ulusal Veri Sözlüğü oluşturma çalışmalarınız olduğu bilgisini paylaştınız. Çalışmalarını gerçekleştirdiğiniz bu çalışma hakkında bilgi verebilir misiniz? Bununla neyi hedefliyorsunuz?
Ali Taha KOÇ: Veri sözlükleri başta entegrasyon olmak üzere bilgi sistemleri ile ilgili birçok problemin çözümünde önemli rol oynamaktadır. Ülkemizde kamu kurum ve kuruluşları ile kamu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bilgi sistemlerinde veri standardizasyonunun sağlanması, kurumlar arası veri paylaşımının kolaylaştırılması ve ulusal veri envanterinin çıkartılarak daha büyük projelerin altyapısının sağlanması amacıyla Veri Sözlükleri hazırlanması gereksinimi ortaya koyulmuş ve bu gereksinimi karşılamak üzere Ulusal Veri Sözlüğü Projesi tanımlanmıştır.
Günümüzde Kurum/Kuruluşların tamamı verdiği hizmetleri ve kurumsal süreçlerini yönetebilmek için veri üreten, toplayan ve başka sistemlerle bu verileri paylaşan bilgi sistemleri kullanmaktadır. Kullanılan sistemlerin sayısı ve yüklendiği işlevler arttıkça, aynı veriler farklı sistemler üzerinde kullanılmaya başlanmaktadır. Bilgi sistemleri geliştirilirken, işin sahibi olan kişi/birim/firma/organizasyon tarafından ihtiyaç duyulan verilere ve veri özelliklerine odaklanılır. Dolayısıyla çoğu zaman diğer sistemlerde tutulmakta olan veriler ve bunların nasıl tanımlandığı, nasıl bir formatta saklandığı ya da kullanıldığı gibi konularla ilgilenilmez.
Hedefimiz, hizmetlerin bütünleştirilmesi, verinin standartlaştırılarak veri paylaşımının arttırılması, merkezi servis platformunun hizmete sokulması ve merkezi bir veri envanterinin hazırlanması için öncelikle verilerin tanım, anlam, ilişki ve kurallarının ortaya koyulması, kısaca Ulusal Veri Sözlüğü’nün oluşturulmasıdır.
ICT MEDIA: Dijital Dönüşüm sürecinde verilerin toplanması, işlenmesi, depolanması ve yapay zekâ ile katma değerli ürünler ortaya çıkarılması, sektörümüzün geleceği açısından çok önemli. Sizlerde bu alanda, “Kömür olan verimizi, elmasa çevirmemiz gerekiyor" mottosunu sürekli kullanmaya gayret gösteriyorsunuz. Kamu ve özel sektör açısından baktığınızda, kömür olan madeni elmasa çevirmek adına yapılacak çalışmalar konusunda politikalarınız nelerdir?
Ali Taha KOÇ: Geniş alanlarda ve farklı çeşitlilikte olan kamunun verileri ekonomik açıdan değer yaratan, katma değerli hizmetlerin sunumunda önemli bir unsurdur. Kamunun verilerinden üretilen değer söz konusu verilerin yeniden kullanımı çerçevesinde şekillenmektedir. Dünyada da son on yıldır kamu verilerinin yeniden kullanılabilirliği sağlamak ve bu bağlamda ekonomik, sosyal ve politik kazanımlar elde edilmesine yönelik uygulamaların yapıldığı bilinmektedir. “Açık devlet” (open government) olarak tanımlanan bu uygulamaların önemli bir ayağını herhangi bir kısıtlama olmadan her kesimin serbest bir şekilde açık formattaki kamu verilerine ulaşması ve bu verileri yeniden kullanabilmesi oluşturmaktadır. Açık devlet verileri olarak adlandırdığımız bu verilerin açık veri portalleri aracılığı ile kullanıma açılması veriden değer üretme sürecinin önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Bu çerçevede Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, açık veri uygulamalarına yönelik stratejiler geliştirmek ve devlet kurumlarındaki verilerden değer üretmek ve bu vasıta ile ekonomik, sosyal ve politik kazanımlar sağlamak amacı ile öncelikle Türkiye’nin Açık Veri Portalı olan veri.gov.tr’yi hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Bu süreçlerde ülkemizde kamu kurumlarının ürettikleri verilerin açık veri kriterleri çerçevesinde, tanımlanması, sınıflanması, gizlilik koşullarının belirlenmesi, lisanslanması çerçevesinde çalışmalar yapılarak bu verilerden yapay zekâ gibi uygulamalarla katma değerli ürün ve hizmetler ortaya çıkarılmasına olanak tanıyacak veri yönetimi koşullarının gerçekleştirilmesi çalışmalarını yapmaktayız.
ICT MEDIA: Sayın Başkan siz ICT Sektörünü bilen ve yaşadığı sorunlara da vakıf olduğunuzu görüyoruz. Sektörün gelişimi ve markaların çıkabilmesi için sizde takdir edersiniz ki ülkemizde çıkan ürünlere müşteri olunursa bu mümkün. Sizin elinizde sihirli bir değnek olmadığını biliyoruz. Ancak bu sürecin yönetilmesi gerekiyor. Dijital dönüşüm ofisi olarak bu süreci 2023 vizyonu ile birlikte sonrasına nasıl taşımayı ve şekillendirmeyi planlıyorsunuz?
Ali Taha KOÇ: Dijital dönüşüm sürecinde sektörel gelişim ve küresel markaların oluşturulabilmesi için ülkemizde girişimcilik kültürünün toplumsal olarak benimsenmesi ve yaygınlaşması gerekiyor. İnovatif fikirlere ve bu fikirleri hayata geçirme yeteneğine sahip girişimler çoğu zaman sektörün gerçek ihtiyaçlarına odaklanamadığı ve hedef pazara ulaşamadığı için uzun ömürlü olamıyor. Özellikle siber güvenlik alanında öncelikle ulusal pazarda küresel rakipleri ile rekabet edebilen ürünlerin geliştirilmesini sağlamaya yönelik bir usta – çırak programı oluşturmayı planlıyoruz. Her bir ürün özelinde, o ürünün en büyük potansiyel kamu ya da kritik altyapı müşterisine sorumluluk ataması yapılarak, prototip seviyesinde ürünlerin geliştirilip operasyonel kullanım olgunluğu kazanana kadar bu potansiyel müşteride geliştirme ve test ortamları oluşturmayı hedefliyoruz. Ürünün olgunlaşması sürecinde girişimciye, ürüne ilişkin geliştirme faaliyetleri için destekler sağlanacak. Programın başarı kriteri, gereksinim belirleme aşamasında ürüne yön veren potansiyel müşterisinde küresel rakibin yerini alacak yerli ürünün kullanıma alınması olacak. Bu sayede hem ürün ilk ve en büyük kamu ya da kritik altyapı sektöründeki referansına sahip olacak, hem de gerçekleştirilen satış ile girişimcinin geliştirme aşamasındaki giderlerine ilişkin finansman sağlanmış olacak.