YAPAY ZEKÂ ENTEGRASYONUNDA GÖRMEZDEN GELİNEN TEHLİKE: VERİ GÜVENLİĞİ

"Benim inancım şu: Türkiye’nin yazılım ekosistemi için yeni bir fırsat kapısı açılıyor. Eğer yerli girişimler, KOBİ’lere uygun maliyetli ama güvenli kapalı yapay zekâ çözümleri geliştirebilirlerse, bu sadece ulusal değil, uluslararası bir değer yaratır. Yani, risk aslında bir inovasyon fırsatına dönüşebilir."

 

5 Ağustos 2025’te Google'ın yaptığı açıklama, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. Salesforce entegrasyonu olan kurumsal maillerin hacklenmesi, özellikle KOBİ’lerin ne kadar kırılgan bir durumda olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Hepimizin aklına şu soru geliyor: “Biz bu dönüşüm sürecinde güvenliği ne kadar önceliklendirdik?”

Benim uzun süredir üzerinde durduğum konu şu: Yapay zekâ entegrasyonu sadece “işleri kolaylaştırma” meselesi değil. Bu, aynı zamanda şirketlerin en kıymetli verilerinin nerede, kimlerin elinde ve nasıl korunduğu meselesi.

KOBİ’lerin En Büyük Riski: Verilerini Ucuz Yollu Açmak

Türkiye’de birçok KOBİ, rekabet avantajı elde etmek ve süreçlerini hızlandırmak için yapay zekâ tabanlı bulut uygulamalarına yöneliyor. ChatGPT, Gemini, Claude, DeepSeek gibi popüler modellerin sağladığı erişilebilirlik cazip geliyor. Aylık 200-300 USD gibi bir bütçe ile muhasebe, insan kaynakları, satış ve pazarlama verilerini bu platformlara yüklemek, işin kolay yolu gibi görünüyor.

Ama sorun şu: Bu veriler aslında şirketin “kalbi.” Müşteri listelerinden bordro kayıtlarına, AR-GE projelerinden ürün yol haritalarına kadar her şey, farkında olmadan dışarıya açılıyor. Bir güvenlik zafiyetinde ya da platformların şeffaf olmayan veri politikalarında bu bilgiler, üçüncü tarafların eline geçebilir. Daha kötüsü, rakiplere satılabilir.

Kapalı Sistem Çözümü: Knowledge Base

Bu noktada şirketlerin önüne çıkan alternatif, kendi kapalı “knowledge base” sistemlerini kurmak. Yani, kurum içi verilerle eğitilen, sadece o şirketin erişimine açık yapay zekâ modelleri. Elbette bunun maliyeti yüksek hem başlangıç yatırımı hem de yıllık bakım giderleri ciddi bir kalem oluşturuyor.

Ama şunu unutmamak gerekiyor: Güvenlik, kısa vadede bir masraf gibi görünse de uzun vadede bir sigorta poliçesi gibidir. Bir veri sızıntısının şirkete maliyetini düşündüğümüzde, bu yatırımların aslında “pahalı değil, ucuz” olduğunu görüyoruz.

Kolaya Kaçan Dönüşüm Başarısızlığa Mahkûm

Şirketlerin yaptığı en büyük hata, yapay zekâ entegrasyonunu “moda” bir dönüşüm olarak görmeleri. Süreçleri analiz etmeden, hangi noktada hangi verilerin gerçekten yapay zekâya açılması gerektiğini sorgulamadan, doğrudan uygulamaya geçiyorlar.

Bana göre yapılması gereken adımlar şunlar:

  1. Süreç Analizi: Öncelikle hangi süreçlerin yapay zekâ entegrasyonuna uygun olduğunu belirlemek. Her süreç otomasyona uygun değildir.
  2. Veri Kategorizasyonu: Finansal, personel ve AR-GE verileri en kritik gruplardır. Bunlar hiçbir şekilde üçüncü taraf yapay zekâ uygulamalarına yüklenmemelidir.
  3. Güvenlik Yatırımı: Bulut uygulamalarında kullanılan verilerin şifrelenmesi, erişim yetkilerinin sıkı yönetilmesi, hatta mümkünse kurum içi modellerin kurulması.
  4. Çalışan Eğitimi: Çoğu veri sızıntısı, kötü niyetli saldırılardan değil, farkında olmadan yapılan kullanıcı hatalarından kaynaklanır.

Hacklenmenin İşaret Ettiği Gelecek

Google–Salesforce vakası aslında bir “ön uyarı.” KOBİ’lerin şu anda yaşadığı zarar, buzdağının görünen kısmı. Önümüzdeki dönemde yapay zekâ uygulamalarının daha da derinleşmesiyle, veri güvenliği problemleri büyüyecek. Özellikle Avrupa'daki GDPR (Genel Veri Koruma Yönetmeliği) ve Türkiye'deki KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) gibi regülasyonlar, şirketlere çok ağır cezalar kesebilir.

Bu yüzden bugünden adım atan şirketler, sadece verilerini korumakla kalmayacak; aynı zamanda regülasyon uyumluluğu açısından da avantaj sağlayacak.

Türkiye’den Bir Fırsat

Benim inancım şu: Türkiye’nin yazılım ekosistemi için yeni bir fırsat kapısı açılıyor. Eğer yerli girişimler, KOBİ’lere uygun maliyetli ama güvenli kapalı yapay zekâ çözümleri geliştirebilirlerse, bu sadece ulusal değil, uluslararası bir değer yaratır. Yani, risk aslında bir inovasyon fırsatına dönüşebilir.

Son Söz

Şirketlerin yapay zekâ entegrasyonu konusundaki en büyük yanılgısı “hemen sonuç alma” isteği. Oysa dönüşüm, düşünülmeden atılan adımlarla değil, güvenliği merkeze koyan stratejilerle başarılı olur.

Kısacası: Yapay zekâyı kullanın, ama verilerinizi kullanmayın.