GİRİŞİM FİKRİNİZİ TEST ETMENİN EN SAĞLAM YOLU: PROBLEM-ÇÖZÜM UYUMU

Girişim fikriniz için ilk test edeceğiniz aşama problem-çözüm uyumudur. Aslında bu fikrinizi sınadığınız ve bolca araştırma ve gözlem gerektiren aşamasıdır.

Bunun için kendinize şu basit soruyu sormanız gerekiyor:

“Bulduğunuz/çözdüğünüz problem kimin ne kadar umurunda?”

Soru oldukça basit gibi gözükse de süreci ve sınaması o kadar kolay olmuyor. Bize nerdeyse her hafta onlarca girişimci yüz yüze ya da sosyal medya yoluyla “sizce bu fikir tutar mı?” diye soruyor. Biz de onlara “Amacınız fikrin tutup tutmayacağı konusunda bizden onay alıp kendinizi iyi hissetmek mi yoksa gerçekten fikrinizi sınayarak bunun üzerine çalışmaya ve sorgulamaya hazır mısınız?” diyoruz. Aslında “Bu fikir sizce iyi mi?” sorusu üniversite öğrencilerinin “Kaç alırsam geçerim?” veya “Hocam sizce bu ödev olmuş mu?” soruları kadar işlevsiz olmaktadır.

Şimdi tekrar sorumuza dönelim; problemin kimin umurunda olduğunu anlamak için önce problem derken ne ifade ettiğimizi anlamamız gerekiyor. Burada problem 3 durumdan birini ifade edebilir:

  • Ortadan kaldırılması gereken bir acıyı
  • Daha iyi yapılması gereken bir şeyi veya
  • Halledilmesi gereken bir işi

Biraz iddialı olacak ama dünyada görüp görebileceğiniz bütün ürün ve hizmetler bu 3 durum üzerine dönmektedir. Sizin girişiminizin önce bunlardan hangisini ya da hangilerini yaptığını düşünmeniz ilk aşamanızdır.

Bundan sonraki aşamada seçtiğiniz her hedef kitle için (bu bir tane de olabilir) problem eşleştirmesi yapmanız gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey çözümü itmeden problemi yazmaktır. Gelin bunu bir örnekle açıklayalım;

Yine bir mobil uygulama ile restoranlarda ödemeyi akıllı cihazınızdan yapmanızı sağlayan bir uygulama geliştirdiğinizi düşünelim. Hedef kitlenizin problemini şu şekilde yazarsanız:

Problem tanımlama (KÖTÜ ÖRNEK):

“Restorantlarda ödeme yapacaklar bunu telefonlarını kullanarak yapmak istiyor”

Dikkat ederseniz burada geliştirdiğimiz çözümü itiyoruz ve gerçek hedef kitlenin iç görüsünü kaçırmış oluyoruz. Mutlaka birilerinin aklına telefonla ödemek yapmak gelmiştir ancak burada asıl sorun neden bunu hızlı bir şekilde yapmak istedikleridir. Bu durumda problemi şu şekilde tanımlamak daha doğru olur:

Problem tanımlama (İYİ ÖRNEK):

“Restorantlara gidenler ödeme için zaman kaybetmek istemiyor”

Gördüğünüz gibi asıl sorun mobilden ödeme yapmak değil, ödemeyi hızlı yaparak zaman kazanmaktır. Yani tanımladığınız her problemin hedef kitleniz için mutlaka olumsuz bir sonucu olmak zorundadır. Yani problem tanımladığınız zaman bunu o problemin yaratacağı sonuç ile birleştirip anlamanız gerekiyor. Kolay anlaşılması açısından ufak bir liste vermek istiyoruz.

Problemi tanımlandığınızda aşağıdakilerden birinin ya da birkaçının olması gerekiyor:

  • Zaman kaybediyorlar
  • Sağlıklarını kaybediyorlar
  • Prestijlerini kaybediyorlar
  • Para kaybediyorlar (maliyet artışı, kar düşüşü, potansiyel müşteriye ulaşamama)
  • Sosyal çevrelerini kaybediyorlar

 

Problemi ve hedef kitleyi tanımladıktan sonra bu olumsuz sonuçlardan hangisi ya da hangilerinin olduğunu iyi düşünmeniz gerekiyor.

Üniversitedeki öğrencilerime her dönem problem tanımlama anlattıktan sonra derste instagramlarını açmalarını rica ederim. Biraz şaşkın bir biçimde açarlar. Sonra onlara instagramı neden kullandıklarını sorarım. Genellikle cevaplar;

“Arkadaşlarımın fotoğraflarına bakmak için”

“Eğlenmek için”

“Zaman geçirmek için” şeklinde oluyor.

Sonra ikinci bir soru olarak instagram hangi problemi çözüyor diye sorarım. Şaşkın bir biçimde düşünmeye başlarlar. Ancak birazcık da ilham verdikten sonra cevaplar gelmeye başlar:

“Sıkıldığım zamanı eğlenceli geçirmek isterim”

“Eski erkek arkadaşımın ne yaptığını merak ederim”

“Son moda eğilimlerini görmek isterim”

“Beğendiğim kız ile bağlantı kurmak isterim”

“Yaptığım güzel şeylerin görülmesini isterim” cevaplarını almaya başlıyorum.

Dikkat ederseniz bu problemler yukarıda sıraladığımız olumsuz problem sonuçlarında;

Sosyal çevre kaybı,

Prestij kabı durumlarını görmeye başlarız.

Eğer hedef kitlenizin bir problemi ve çözmeye değer bir olumsuz sonucu yoksa fikrinizi tekrar gözden geçirmenizi öneririm.