Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının yürürlüğe koyduğu eğitim faaliyetleri kapsamında yaralan “Kop Okuyor Projesi” çerçevesinde Nevşehir ve Karaman illerinde Yeni Medya ve Okuryazarlığı adıyla 11-12 Haziran tarihleri arasında orta öğretim düzeyi çocukları bilinçlendirme ve farkındalık yaratma eğitimleri verildi. Bu kapsamda yaklaşık 300 öğrenciyle yüz yüze internet kullanım pratiklerine yönelik olarak anket yapıldı. Anket sonuçları KOP İdarisi Başkanlığı tarafından önümüzdeki günlerde toplumla paylaşılacak.
Bu çalışmada ilginç sonuçlara ulaşıldı. Özellikle bilinenin aksine çocukların yeni medyayı iyi kullandıkları, Yeni Medya Okuryazarlığı dersi almış öğrencilerin bu medya türünden olumsuz etkilenme oranlarının çok düşük olduğu gibi birçok sonuç elde edildi. Konuyu daha iyi anlamak amacıyla sizi anket verileriyle baş başa bırakalım;
En çok takip ettiğiniz medya türü nedir?
1994 sonrası çocukların internetin yerlisi olduğu ve bu yeni medya içinde doğduğu tüm alan çalışmalarında vurgulanmaktadır. Haliyle anket uygulanan çocukların yeni medyayı kullanma oranı yüksek çıkacaktır. Orta öğrenim çocuklarına en çok “Hangi medyayı takip ediyorsunuz” sorusu yöneltildi. Verilen cevaplara göre ‘internet medyası’ şıkkı açık ara %77,3’le ilk sırada yer alırken ikinci sırada %51,2 ile televizyon, üçüncü sırada 36,7 dergi, dördüncü sırada %25,2 ile gazete, beşinci sırada %28,1 ile radyo geliyor. Burada hem internet hem de diğer medyayı çocukların kullandığı unutulmamalıdır.
En yoğun zaman harcadığınızı medya araçları hangileridir?
Çocukların en çok zaman harcadıkları medya araçları nelerdir sorusuna, ilk sırada %76,3 ile “cep telefonu”, ikinci sırada %34,5 ile “bilgisayar/tablet”, üçüncü sırada %36,7 ile “Televizyon/Radyo” cevaplar olarak yer almıştır.
Yeni Medya araçlarını en çok hangi amaçlar için kullanıyorsunuz?
Çocukların yeni medyayı bilinçli kullandığının ilk emareleri “Yeni medya araçlarını hangi amaç için kullanıyorsunuz” sorusuna verilen cevap oranlarıyla ortaya çıkıyor. Bu soruya verilen cevaplarda ilk sırada %25,9 ile “ders/ödev/sınav hazırlığı”, ikinci sırada %20,9 “oyun/eğlence”, üçüncü sırada %23,7 “video/film”, dördüncü sırada %23,4 “haberleşme/iletişim” beşinci sırada “sosyalleşme/arkadaşlık” yer aldı.
Yeni medya araçlarına zaman ayırma oranlarına bakıldığında; bu sorunun şıklarına verilen cevaplara göre ilk sırada %65,8 ile cep telefonu/internet,
“Cep telefonunuz var mı?”
“Cep telefonunuz var mı?”sorusuna katılımcıların %76,3’ü “evet”, %23,4’ü “hayır” cevabı veriyor. Cep telefonu ve internet kullanıcıları arasındaki ilişkiye bakıldığında katılımcıların %74,5’i hem cep telefonu hem de internet kullanırken, internet kullanma oranı %94,2 iken cep telefonu kullananların oranı %78,3 düzeyinde bulunuyor. Katılımcıların önemli bir bölümü cep telefonu olmasa da bir şekilde internet kullanıyorlar. Bu soru ebeveynlerin sürekli gündeme getirmiş olduğu yasaklamaların çocuklar için interneti kullanmayı engelleyemeyeceği gerçeğini ortaya koyuyor.
Hafta içi günde ortalama ne kadar cep telefonu kullanırsınız?” sorusuna katılımcıların %17,3’ü 0-1 saat, %24,8’i 2 saat, %20,5’i 3 saat, %15,1’i 4 saat, %20,9’u 5 saat ve üzeri cep telefonu kullanıyorlar.
Ankete katılan çocukların hafta sonu cep telefonu kullanma oranlarına bakıldığında yüzde 50,7 dört saatten fazla internet kullanmakta. Bu durum teknoloji bağımlılığı riskini arttırmakta.
Çocuklar yeni medyanın en önemli farklılığı olan bireysellik özelliğini cep telefonları vasıtasıyla büyük oranda kullanabilmekte. Bu durum, çocukların yeni medyayı bilinçli kullanmalarına yönelik verilecek derslerin önemini arttırmakta. Yeterince deneyim sahibi olmayan çocukların özellikle yalan ve yönlendirilmiş haberler konusunda risk içinde olduğu söylenebilir.
Çocukların hafta için okul eğitim ve öğretiminin verildiği günlerde de internet kullanım oranlarının düşük olmadığı görülmektedir. Geleneksel medya için 3 saatten fazla televizyon izlemenin zararlarından bahsedilirken çocuklarda internet kullanım oranı bu uyarının çok üstüne çıkmış durumda olduğunu veriler göstermekte. Hafta içi kullanım oranı 4 saat ve üzeri için yüzde 38,8 olarak görülmekte. Neyse ki bu durum çocukların interneti ders ve araştırma amaçlı kullandıklarını beyan etmelerinden dolayı büyük risk olarak gözükmemekte. Türkiye de internet kullanım oranı ortalama 7 saat olarak araştırmalarda ortaya çıkmakta. Bu durum çocuklarımızın daha bilinçli ve daha az internet kullandığı gerçeğiyle bizi mutlu etmekte.
Çocukların hafta sonu internet kullanım oranlarının daha da yükseldiği görülmektedir. Hafta sonu internet kullanım oranı 4 saat ve üzeri için yüzde 51,8 olarak görülmekte.
Çocuklar için yeni medya araçları ve internet 42,8 oranıyla önemli gözükmekte buna “Çok önemli ve internetsiz yaşayamam” cevapları da eklendiğinde yüzde 65 oranını geçmekte. Fakat buradan “İnternetsiz yaşayamam” diyen yüzde 12’lik kısım internet bağımlısı olarak ortaya çıkmakta. Yüzde 12 bağımlılık çok büyük oran olarak gözükmekte. Cep telefonu yoluyla internete girme saatleri çok iyi hesaplanamadığından çocuklarımız için bağımlılık çok büyük tehlike olarak gözükmekte.
“İnternete erişmediğiniz zaman ne hissediyorsunuz” sorusu da bağımlılık için çok önemli. Verilen cevaplan nispeten bizi rahatlatsa da “Bağlanmak için çare arıyorum” ve “Çıldırıyorum” cevapları yüzde 33,5 gibi yüksek bir oranı oluşturmakta. Bu durum potansiyel yeni medya bağımlısı boyutunu da bize göstermekte. Cinsiyet değişkeni yani çocukların erkek ya da kız olması dikkate alındığında öğrencilere verilen bazı yargıların kabul dereceleri ölçülmüş ve aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir;
1- Medyadan öğrendiğim tüm bilgilerin doğruluğuna inanırım yargısına verilen cevapta kız ve erkekler arasında çok büyük farklılığın olmadığı gözlemlenmiştir.
2- Medyadan edindiğim bilgilerin diğer bilgi kaynaklarından da doğruluğunu araştırırım yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 50,2 ile katıldıklarını ifade ederken erkek öğrencilerde bu oran yüzde 70,5 çıkmaktadır. Bu sonuçlar, Erkek öğrencilerin doğrululuk araştırması konusunda daha hassas oldukları ortaya çıkmakta.
3- İzlediğim reklamlar bana ihtiyaçlarımı fark ettiriyor yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 56,7 ile katılmadıklarını ifade ederken erkek öğrencilerde bu oran yüzde 50,8 olarak çıkmaktadır.
4- Takip ettiğim medyada benim için zararlı olabilecek içerikler de yer alıyor yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 45,2’si katıldığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 49,2 olarak çıkmaktadır.
5- Medya, çevremdeki insanlarla daha iyi iletişim kurmamı sağlıyor yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 55,3’si katıldığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 60,7 olarak çıkmaktadır.
6- Medyada yer alan konuları arkadaşlarımla konuşuyor, tartışıyorum yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 68,2’si katıldığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 65,6 olarak çıkmaktadır.
7- Medyada verilen bilgiler beni daha fazla soru sormaya yöneltiyor yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 48,8’si katıldığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 55,7 olarak çıkmaktadır.
8- Medyada sadece ihtiyacını hissettiğim içerikleri okuyor/izliyor/dinliyorum yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 47,9 si katıldığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 60,7 olarak çıkmaktadır.
9- Medyada bana zarar verecek bir içerik olduğunu düşündüğümde şikâyette bulunuyorum yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 57,6’si katıldığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 54,1 olarak çıkmaktadır.
10-Medya ile çok zaman geçirdiğim için büyüklerimden uyarı alıyorum yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 52,1’si katıldığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 65,6 olarak çıkmaktadır.
11-Televizyonda izlediğim programların gerçek hayatı yansıttığını düşünüyorum sorusuna verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 50,7’si katılmadığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 50,8 olarak çıkmaktadır.
12-Girdiğim bir internet sitesinin güvenilir olup olmadığına karar verebilirim yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 56,2’si katıldığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 65,6 olarak çıkmaktadır.
13-Uzun süre TV başında olmayı ya da internette kalmayı zaman kaybı olarak görmem yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 40,1’si katılmadığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 45,9 olarak çıkmaktadır.
14-İnternette istediğim sunumu hazırlayabilir, etkili bir şekilde anlatabilirim yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 58,5’si katıldığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 68,9 olarak çıkmaktadır.
15-İzlediğim reklamlarda ürünün kendisine bakar, sunum şekli ya da reklam karakterleri ile ilgilenmem yargısına verilen cevapta kız öğrenciler yüzde 36,4’si katılmadığını ifade ederken erkeklerde ise, bu oran yüzde 34,4 olarak çıkmaktadır.
Sonuç olarak, cinsiyet açısından ailelerden uyarı alıyorum sorusu hariç kız ve erkek öğrencilerden tutum ölçümlerinde benzer cevaplar alınmıştır. Cinsiyet açısından farklılık gözükmemektedir.
Sonuç olarak;
Ülkelerin en önemli potansiyel gelişme kaynakları çocuklar ve gençlerdir. Çocukları ve gençleri heba olmuş bir milletin geleceğinden bahsedilemez. Atatürk’ün şu sözü çocuklara verilmesi gerekli önemi ortaya koymaktadır: "Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır."
Her ne kadar bu araştırmada çocuklarımızın, çoğu büyüklerden daha bilinçli yeni medyayı ve interneti kullandığı ortaya çıkmış olsa da potansiyel tehdidin büyüklüğü unutmamalıdır.Çocuklar ve gençler geleceğin teminatıdır ve ülkemizi zor durumda bırakmak isteyenler için çok değerli bir hedef kitledir. Algı yönetimi ve propaganda tekniklerinde hedef kitle çok önemlidir. İşlenmesi, yönlendirilmesi, ikna edilmesi en kolay hedef kitleler; tecrübesiz, ergenliğe yeni adım atmış ve isyana en yatkın olan genç hedef kitlelerdir. Yapılan araştırmalarda Lise 2 ve 3. Sınıflar ile üniversite 1.ve 2. Sınıflar terör örgütleri için en ideal potansiyel kitle olarak görülmekte. Terör örgütlerine katılım oranlarına bakıldığında bu yaş aralığında gençlerin çok çabuk kandırıldığı ortaya çıkmakta.
Yeni medya bireysel bir medya türüdür. İnsanların ikna etmede birçok yeteneğe sahiptir. İnsanların duygu analizleri bu medya türünde kolaylıkla yapılabilmektedir. Özellikle batı basınında DAEŞve benzeri terör örgütlerine katılımda internetin çok etkili olduğuyla ilgili bilgiler haber olarak yer almakta. Eğer gençlerimiz bilinçlendirilmez yeni medya okuryazarlığı bir devlet politikası olarak yer tutmaz ise gelecekte heba olmuş bir gençlikle yola devam etmemiz şaşırtıcı olmayacaktır.