Görsel mesajlar, kelimelerle ifade edilen mesajlara göre daha ikna edicidir. Çünkü fotoğraf, video kanıt oluşturur ve insan zihninde doğrulayıcıdır. Sesi duyulan ancak kuşkuyla karşılanan bir şey, onun bir fotoğrafı gösterildiğinde kanıtlanmış sayılır. Fotoğraf, 1839’da icadıyla her şeyi en yakından gören tanık olarak da gerçeğin yerine geçerek, kitle iknâsında önemli roller üstlenmiştir.
Propaganda alanında fotomontaj olgusu 1. Dünya Savaşı ile birlikte sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Foto montaj terimi, aslında çeşitli fotoğrafları ya da fotoğrafların bazı bölümlerini baskıda bir araya getirerek oluşturulan birleşik fotoğraf görüntüsü olarak tanımlanmaktadır. Parçaların kendi özelliklerini korumakla birlikte bir bütün oluşturduğu fotomontaj tekniğinde ya çeşitli fotoğraflar ya da bölümleri sırayla pozlanarak aynı kâğıda basılır ya da üst üste konan çeşitli negatifler ile birlikte pozlanmaktadır.
Fotokolaj ve montaj tekniklerinin keşfi, klasik fotoğraf sunumların kökten değişimine ve kitle iletişimine yeni ikonik semboller yaratmak için var olan ihtiyaç arasında ortaya çıkmıştır. 1923 ve 1930 yılları arasında fotomontaj, ticari reklâm ve politik propagandanın tüm alanlarına girerek poster, kitap kapakları, posta kartları, dergi ve kitap resimleri ile sergi broşürlerinde kullanılmıştır. Sanatçılar, fotomontaj tasarımını daha açık, cesur ve etkili hale getirmek için tipografi teknikleriyle de birleştirmişlerdir. Fotomontaj, 1935-1945 yıllarında Rusya ve Avrupa’da bütün politik gruplar tarafından uygulanmıştır. İspanya İç savaşı sırasında Franco ve Cumhuriyetçilerin yanı sıra Mussolini denetimi altındaki İtalyanlar da yoğun bir biçimde montaj posterlerden yararlanmışlardır.
Dünyada fotoğraf çeşitli biçimlerde propaganda amaçlı kullanılırken özellikle 1980 darbesinden önceki dönemde Türkiye’de de sıklıkla propaganda ile biçimlenmiş fotoğraflar üretilmiştir. Türkiye’nin 1980’den önce içinde bulunduğu ekonomik, politik ve sosyal ortam, bazı siyasi kutuplaşmalara neden olmuş ve bu da dönemin sanatında kendini ciddi bir biçimde ortaya koymuştur. Siyasal iletişimde fotoğraf ve görsel sunu 1970’li yıllarda kullanılmaya başlanmıştır özellikle hazırlanan fotomontajlar, kitleleri bilinçlendirmekte ve ideolojik görüşünü yaymada bir araç olarak kullanılmıştır.
Türkiye’de fotomontaj çalışmaları 1970’lerde sanatın da siyasallaşması ile kendine yer bulmuştur. Akarçay’a göre; sol görüşlü fotoğrafçılar sendikalar, dernekler çatısı altında örgütlenerek, fotoğrafları ideolojik mesaj aktaran bir imgeye dönüştürerek, propagandanın temel unsuru haline getirmişlerdir. Siyasal iletişime propaganda aracı olarak görselliğin etkisi tüm seçim dönemlerinde kullanılmıştır fakat belki de en endişe verici şeklini 2010’lu yıllarda görmekteyiz. Özellikle MHP milletvekillerinin seçim öncesi istifalarına sebep olan video paylaşımları, CHP genel başkanının istifasına neden olan yine video paylaşımı durumun ciddiyetini göstermektedir. Siyasal partiler ya da siyasi aktörler artık bu tür durumlarla ilgili olarak; “montaj, sahte” gibi ifadeler kullanmaktadır. Bu ayki yazımızın konusunu Deepfakesler oluşturmaktadır. Görselliğin yeni ve etkili dili olan “deepfake”, derinsahtelik ya da sentetik medyanın topluma, siyasal sisteme, sosyal medyaya etkileri üzerinde duracağız.
Nedir Bu Deepfake
Deepfakes, mevcut bir görüntü veya videoda yer alan bir kişinin, yapay zekâ kullanılarak bir başka kişinin görüntüsü ile değiştirildiği bir medya türüdür. Deepfakes, "deep learning" (derin öğrenme) ve "fake" (sahte) kelimelerden türetilmiş bir birleşik kelimedir.
Deepfake’in ilk ve yaygın kullanım alanı porno sektörüydü. Siber güvenlik şirketi DeepTrace’in yaptığı bir araştırmaya göre 2019 ve öncesinde üretilen deepfake videolarının yüzde 90’ı porno içerikliydi. İnternetteki tüm deepfake içeriğinin yüzde 96'sı kadınlarla ilgili pornolar oluşturmakta. Deepfake türü, ilk olarak kadın ünlülerin kafalarını porno yıldızlarının vücutlarına fotoşoplamak için yapılan bir Reddit forumundan doğdu, bu yüzden deepfake'in birincil amacı cinsel fantezi olarak akıllara yerleşti. Deepfakeler, ünlülerin sahte pornografik videolarında, intikam pornosunda, sahte haberlerde, aldatmacalarda ve finansal sahtekârlıklarda kullanıldığı için yaygın ilgi görmüştür fakat Deeptrace Labs[1]'ın bulguları deepfakelerin sadece porno sahtekarlığı ile kalmayacağını göstermekte. Belki, gerçek ve kurgunun birbirine karıştığı distopik bir siyasi kâbusun başlamasına neden olabilecek saiklere sahiptir bu yeni mecra uygulaması. Nitekim bunun örneklerini medyaya yansımış biçimleriyle görüyoruz. İşte bir örnek:
BuzzFeed[2], eski ABD Başkanı Barack Obama'nın doğrudan konuşmasını gösteren bir video yayınladı. Oval Ofis'e benzeyen bir arka planda ilk 35 saniye sadece Obama'nın yüzü gösteriliyor. Birkaç hafif karakter dışı açıklamanın ardından, Obama : "Başkan Trump tam bir pislik." diyor. Kısa bir duraklamanın ardından devam ediyor, “Şimdi. . . Gördüğünüz gibi, bunları asla söylemem, en azından halka açık bir yerde söylemem, ama başkası söylerdi. . . birisi. . . Jordan Peele gibi. " Bu noktada, BuzzFeed’in videosunun gerçek niyeti ortaya çıkıyor. Bu aslında Obama'nın konuşması değil. Solda Obama'yı gösteren bölünmüş bir ekran, sağda ise ünlü ABD'li aktör, komedyen ve yönetmen Jordan Peele yer alıyor. Obama'nın ve Peele’in yüz ifadeleri ve dudak hareketleri mükemmel bir şekilde eşleşiyor. Yapay zekâ (AI) kullanan Peele’in prodüksiyon ekibi, Obama’nın yüzünü kendi yüzünü yansıtacak şekilde dijital olarak yeniden yapılandırmıştır. Yapay zekâ, Peele'nin yüzünü sentezlerken, Peele de Obama'nın kimliğine bürünür, bunun çevrimiçi videonun nasıl manipüle edilebileceğine dair büyük bir kamu spotu duyurusu olduğu sonradan anlaşılıyor. BuzzFeed videosu anında viral olmuştur. Uygun tıklama tuzağı sloganı eşliğinde, "Obama'nın Bu Videoda Söylediklerine İnanmayacaksınız! başlığıyla, Facebook'ta 5 milyon görüntüleme ve 83.000'den fazla paylaşım, YouTube'da 5 milyondan fazla görüntülenme.
Deepfake'lerin Önemi Artıyor
Hareketsiz görüntüler "fotoğraf alışverişi" uzun zamandır dijital kültürün en fazla kullanılan unsurları iken, insanların manipüle edilmiş videoları artık internette giderek daha fazla yer bulmakta. Makine öğrenimi algoritmalarına dayanan yazılım uygulamaları ile, bir kişinin ifadelerinin dikkatli bir şekilde diğerinin başına yerleştirildiği son derece ikna edici "yüz aşılama" videolar oluşturulmaktadır. Alternatif olarak, bir kişinin ağız hareketlerinin ve sesinin mevcut kayıtları, herhangi bir cümleyi söylemeleri için konuşmalarını tersine çevirmek için kullanılabilir. Ortalama bir insan, kelimeleri oluştururken çıkardıkları seslere karşılık gelen tahmin edilebilir bir çene, dudak ve baş hareketleri aralığına sahiptir. Yapay zeka yazılımları kullanarak konuşan insanların hem ses hem de video içeriğini gerçekçi bir şekilde sentezlenmektedir. Web kamerası ile başka insanların yüz ifadelerinin kopyalarını oluşturmasını sağlayan yazılımlar bulunmakta. En güçlü teknik ise, bir konuşmacının yüz ifadelerini gerçek zamanlı olarak yeniden yapılandıran "kendini canlandırma" videolarının üretimi.
Bu tür montajlanmış videolar, özellikle internette hepimizin sosyal medya ortamlarında kayıt ettiğimiz ve yaygın olan düşük çözünürlüklü videoyla eşleştirildiğinde endişe verici derecede ikna edici olabilmektedir. Belki de sıradan insanlardan daha fazla siyasiler için yapılan derin montajlamalar, internet’in görsel etkini yaygınlaştırma donanımıyla önemli bir ürününe dönüşmektedir. Görsel imgeler aşinalıktan dolayı yazı ya da sese oranla daha güçlü ikna gücüne sahiptir ve vatandaşların bu türden görsel aldatmalara karşı maalesef henüz bertaraf edecek yeterlikte bir savunma mekanizması yoktur.
Aldatıcı siyasi deepfakes videolarının kullanıcıları yanılttığına dair literatürde kesin bir kanıt bulunmasa da, birçoğunu içeriklerinin doğruluğu konusunda belirsizlik yarattığıyla ilgili birçok araştırma mevcut. Bu bağlamda, bu tür belirsizliğin sosyal medyadaki haberlere daha düşük güven seviyesine neden olduğunu söylememiz yanlış olmayacaktır. Bu sonuçlara dayanarak, eğer kontrol edilmezse, siyasi derin sahtekarlıkların çoğalması ve etkisinin artması şaşırtıcı olmayacaktır.
Görsel İletişimin Yenilenen Gücü
Görsel iletişimin gücü, yadsınamaz bir şekilde siyasi iletişim araştırmalarının klasik bir çalışma konusu olmuştur. Graber (1990) “görmek hatırlamaktır” başlıklı makalesi için yaptığı deneyde televizyon izleyicilerinin görsel mesajları, sözlü mesajlardan daha doğru ve daha yüksek hatırlama olasılıklarının olduğunu buldu. Grabe ve Bucy (2009), "görüntü etkisinin" (yani, adayların gösterildiği ancak duyulmadığı klipler) seçmenlerin fikirlerini şekillendirmede "ses etkisinden" (adayların görüntüleri olsun veya olmasın, konuşurken duyulduğu yerlerde) daha güçlü olduğunu göstermiştir. Görseller, vatandaşların anıları oluşturmasına ve hatırlamasına yardımcı olarak bilgi aktarımını geliştirmiştir. Bu alanda yapılan çalışmalar, bireylerin görsel bilgiyi sözlü bilgiye göre daha doğrudan ve daha kısa zamanda yorumlayabildiklerini göstermektedir. Yanıltıcı görseller, yanıltıcı sözlü içeriğin yanlış algılar oluşturmasına göre daha etkilidir çünkü "gerçekçilik bulanıklığına" dayalı olarak, bireyler sese göre görüntü metnine daha çabuk inanırlar. Yazılı metne göre de, görsel ve görsel işitsel içerik daha inandırıcıdır.
İnsanlar görsel sunumları tanıdık olarak algıladıklarında mesajları doğru olarak kabul etme olasılıkları daha yüksektir. Aşinalık, malzemenin özümsenmesini kolaylaştıran ve dolayısıyla daha güvenilir kılan bir "doğruluk etkisi" ni ortaya çıkarır. Sunulan görseller teknik gerçekçiliği yani birebir benzerliği nedeniyle deepfake ve özellikle siyasi videolarda, videonun içeriğinin doğruluğundan bağımsız olarak aşinalık yoluyla inandırıcılığı arttırır. Deepfake türü aldatıcı içerik üretimi yaygın belirsizliklere neden olduğu gibi siyasetçilerin hiçbir şeyin kanıtlanamayacağını ve inanılamayacağını düşünerek yalan söyleme ve doğruyu saptırmalarına da neden olabilir. Şu da unutulmamalı ki, çevrimiçi dezenformasyona karşılık olarak geleneksel yani “montaj, sahte gibi” cevapların toplum nezdinde sınırlı inandırıcı etkisi olabilir.
Sosyal Medya Haberlerine Güven Azalmakta
Aldatma, belirsizlik ve güvensizlik amaçlı yapılan Deepfake, video tabanlı görsel dezenformasyonun yeni ve benzersiz bir şeklidir. Acaba deepfakes türü sahtekârlıklar bireylerin doğruluk ve yanlışlık algılarını etkilemekte midir, ya da belirsizliğe neden olmakta mıdır? Son olarak, deepfake'lerin ortaya çıkardığı belirsizliğin, insanların sosyal medyadaki haberlere olan güvenini azaltmada etkili midir?
Araştırmalar gösteriyor ki, “yönetmek için kaosa duyulan ihtiyaç” - sonuçları umursanmadan “dünyanın yanmasını izleme” arzusu - çevrimiçi dezenformasyonun itici güçlerinden biridir. Neyin doğru neyin doğru olmadığı konusunda belirsizliğin toplumun belleğine ekilmesi, kötü niyetli aktörlerin dijital söyleme sunduğu birçok çelişkili, anlamsız ve kafa karıştırıcı mesajın katlanmış etkisi, sistematik bir belirsizlik durumu oluşturabilir. Bu bağlamda, deepfake'lerin en önemli odaklandıkları konu belirsizlik oluşturmak ve güveni azaltmaktır. Bu tür videolar tüm izleyicilerin tam olarak inanmasını sağlamasa da birçoğunun içeriğin doğrululuğu konusunda tereddütte bırakılmasına sebebiyet vermiştir. Bu durum ve ortaya çıkan belirsizlikler sosyal medya platformlarına güveni de azaltmaktadır.
Siyaseti etkileme potansiyeline sahip Deepfake sahtekârlıkların bireyleri kandıramayabileceği, ancak belirsizlik ortamı oluşturabileceği ve bunun da sosyal medyadaki haberlere olan güveni azaltabileceği öngörülmektedir. Güvenin düşük olduğu bağlamlarda bireylerin işbirliği yapma olasılığı daha da düşük olacaktır. Sosyal medya kullanıcıları İnternette buldukları haberlere daha da az güvenirlerse, haberleri kendileri paylaştıklarında diğer kullanıcılara karşı işbirliği içinde ve duyarlı davranma olasılıkları şüphesiz daha azalabilir. Uzun vadede, çevrimiçi olarak mevcut olanların çok azına güvenilebileceği yönündeki genel beklenti, çevrimiçi olarak "her şeyin yalan olduğu" bir tutum sarmalına katkıda bulunabilir. Bu, daha sonra bireylerin paylaştıkları bilgiler için sorumluluk duygusunu da azaltabilir. Güvensizlikten kaynaklı hiçbir şeye inanamayan bir insan artık kendi kararını vermede çok zorluk yaşayabilir. Bu durum sadece karar verme kapasitesinden değil, aynı zamanda düşünme ve yargılama kapasitesinden de mahrumiyete yol açabilir. Düşünme, muhakeme etme ehliyetini yitirmiş bir insana istediğinizi inandırabilir ve yaptırabilirsiniz.
Ayrıca, belirsizlikten kaynaklanan stresi önlemek için medya kullanıcıları haberlerden tamamen kaçmaya da gidebilir. Bu emarelerle kendini gösteren bu olumsuz senaryoda, insanoğlunun inanma gücü bu tür manipülasyonlarla aşındırılırsa, anlamlı kamusal tartışmalar daha zor hale gelecektir ve bu yüzden günümüzün kutuplaşmış siyaset anlayışında uzlaşma daha da zor hale gelecektir.
Öngörüler ve yapılan araştırmalara göre, deepfakeler insanları aldatabilir. Bununla birlikte, izleyiciler bu tür sahtekârlıklar yapılarak oluşturulan uygulamalar tarafından aldatılmasalar bile, içeriklerinin doğru mu yanlış mı olduğu konusunda kararsız hale getirilebilirler. Belirsizlik, kavramsal olarak kararsızlıktan farklıdır. Kararsızlık, bireyler üzerinde çelişkili görüşlere sahip oldukları bir seçimle karşı karşıya kaldıklarında ortaya çıkar, böylece “verilen ek bilgi yalnızca içselleştirilmiş çatışmayı artırır.” Aksine, bir seçim yapmak için yeterli bilgi olmadığında belirsizlik yaşanır. Belirsizlik Türk insanını en çok güvensizlik hissettiği durumdur.
Deepfakeler doğru bilgi edinme konusunda çok zorlayıcı olabilir. Teknik bilgi, sosyal alt yapı ve eğitim gibi imkânlara ihtiyaç duyulabilmektedir. Fakat araştırmalara göre; Türk insanının yanlış bilgiyi paylaşma motivasyonlarındaki temel sebepleri; bilginin dünya görüşünü desteklemesi, politik yanlılık, teyit ve araştırma tembelliği ve muhakeme eksikliği olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum göz önünde tutulduğunda bırakın yanlışı aramayı bilerek yanlışı yaygınlaştırma eğilimi bile söz konusudur. Deepfake yaratıcıları Türkiye’de bu bakış açısından çok faydalanacaklardır.
Sonuç
Deepfakelerin bir efsaneye dönüştürülmüş olan etkileriyle ilgili söylemin abartılı olduğunu söyleyebiliriz. Fakat, deepfakeler olası gelecek seçimleri etkilemek amacıyla mutlaka kullanılacaktır. Birçok siyasi aktör bundan az ya da çok etkilenecektir. Kutuplaşmış ve itimat edilmiş teyit kurumlarının oluşturulamadığı ülkelerde vatandaş yanıltıcı ya da sahte dezenformasyon videoları nedeniyle güven konusunda sıkıntı yaşayacağı için belirsizlik girdabının içinde karar verme yetisini yitirebilir. Yalan ve hakikat ayırt edilemez ise; gerçek haber yalan, yalan haber gerçek konumuna gelebilir. Bunun sonucu güvenin kaybedilmesidir. Güvenin olmadığı yerde hiçbir şeyin değeri yoktur. Teknolojinin sunduğu imkanlar bizi sevindirse de yasaların ve toplumun hazırlıksız olması ülkenin geleceğini çıkmaza sokabilir.
Deepfakelerin gerekli önlemler alınmaz ise, özellikle genelleştirilmiş belirsizlik ve sinizme katkıda bulunabileceği ve demokratik toplumlarda çevrimiçi sivil kültüre yönelik zorlukları daha da yoğunlaştırabileceği öngörülmektedir. Siyasi derin sahtekârlıkların gelecekte kamusal söylemde oynayacağı rol, nihayetinde bir dizi farklı aktörün onlara nasıl yaklaştığına bağlı olacaktır. Teknoloji şirketlerinin, insanların sentetik temsillerini oluşturan yapay zeka araçlarını daha da geliştirmeleri muhtemeldir, ancak aynı şirketlerin demokratik gerçekliği korumak için siyasi derin sahtekarlıkların tespit edilmesine yardımcı olacak yapay zeka yazılımlarını kullanmaya çalışacağını umuyoruz.
Medya okuryazarlığı ve diğer okuryazarlıklar her geçen gün önemini daha da arttırmaktadır. Toplumun bilinçlenmesi, bu tür sahtekarlıklara prim verilmemesi için mutlaka eğitim şarttır. Fakat doğrululuğu teyit edecek özerk ve akredite kurumlara bu süreçte çok ihtiyaç vardır.
Kaynakça:
Akarçay, Gülbin Özdamar, Propaganda Aracı Olarak Fotomontaj: İrfan Demirkol1 Örneği, Akdeniz İletişim Dergisi, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/788667
Graber, D. A. (1990). Seeing is remembering: How visuals contribute to learning from television news. Journal of Communication, 40(3), 134–156.
Grabe, M. E., & Bucy, E. P. (2009). Image bite politics: News and the visual framing of elections. Oxford University Press.
https://www.sanalhukuk.net/deepfake-interneti-yikabilir/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Deepfake
[1] Siber güvenlik şirketi
[2] BuzzFeed, Inc., Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir internet medya, haber ve eğlence sitesidir.