METAVERSE HAYATIMIZI VE İŞ YAPIŞ BİÇİMİMİZİ NASIL DEĞİŞTİREBİLİR?

Facebook'un CEO'u Mark Zuckerberg kısa bir süre önce Türkiye'de çok dikkatleri çekmeyen bir duyuruda bulundu. Facebook'un şirket ismi Meta olarak değiştirildi. Bununla birlikte internetle olan ilişkimizi tamamı ile değiştirecek bir kavramdan bahsetti: Metaverse. Basitçe tanımlamak gerekirse Metaverse, en başta görüntü ile ilgili olan teknolojileri bir araya getirerek, bireylerin internetle olan iletişimlerini başka bir boyuta taşıyacak olan bir ekosistemdir. 1995 yılında internetin hayatımıza girmesi ile değişmeye başlayan iş yapış ve iletişim şeklimiz, 2000'li yılların ortasında akıllı telefonlarla daha da hızlandı. 2022 yılına gelmeye başladığımız şu günlerde ise bambaşka bir yönde ilerleyeceği ön görülüyor. Metaverse ekosistemini tanımlamak için basit bir görsel kullanabiliriz:

Burada Metaverse'un 3 temel teknolojiye dayandığını söyleyebiliriz. Bunları isterseniz kısaca açıklayalım:

Web 3.0

Web 1.0, 1995 yılında ortaya çıktığında internette yapabileceğimiz tek şey statik bağlantılara tıklayarak bilgi almaktı. Burada etkileşim tek taraflı yapılıyordu. Yani internet koskoca bir kütüphane gibiydi. Zamanla bilgiden çok etkileşiminde daha önemli olduğunu gören birçok kurum ve kişi internet üzerinden bir şeyler satmaya ya da reklam yapmaya başladılar. Ancak hala güvenli bir ödeme sistemi, canlı iletişim çok mümkün gözükmüyordu. Ayrıca satılan ürün ve hizmetlerin içerikleri ile ilgili yeterli destek ve bilgi almamız mümkün gözükmüyordu.

İçinde bulunduğumuz dönemlerde (son 11 yıl) kullandığımız web 2.0 ise bize çift taraflı etkileşimi sağladı. Artık oluşturulan içerik genellikle kullanıcı tabanlı oldu. Sosyal medya platformları ortaya çıkmaya başladı. Kullanıcı tabanlı içerik ile çok hızlı büyüdüler ve hayatımızın bir parçası haline geldiler. Bununla birlikte gelişen ödeme teknolojileri ve yüksek hızlı internet alt yapısı, internet üzerinden bir şeylerin tanıtılmasını ve satılmasını kolaylaştırdı. Bankacılık, süpermarket, eğitim kurumları ve profesyonel birçok kurum ve kişi ürün ve hizmetlerini rahatlıkla internet üzerinden satmaya ve kullandırmaya başladı. Web 2.0'da kanuni olarak edinebileceğiniz tek varlık bir alan adı olabilir. Elbette Youtube'da çektiğiniz bir video ya da instagramda yayınladığınız bir reel sizin sayılabilir ancak platformlar istemedikleri ya da çatışma çıkan içerikleri kendi yazdıkları kurallara göre kaldırabildiği için bu içeriklerin sahibinin onlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu durumu büyük platformlar olumlu ya da olumsuz birçok durumda kullandılar ve daha çok kullanıcı ve pazar sağladılar.

Web 3.0'da ise artık platformların internetinden bireylerin internetine geçiş yapacağız. Artık kanuni olarak alabileceğiniz tek şey alan adı olmayacak. Bir fotoğraftan tutunda, herhangi bir dijital varlığa kadar ekosistem içerisindeki birçok şeyin sahibi olabileceksiniz. Size özel dijital bir arsa, dükkân, sanatçı imzası, ünlü bir film yıldızının özel bir görüntüsü olabilecek. Bu başlı başına bambaşka bir ticaret sisteminin ortaya çıkması anlamına geliyor. Dijital dünyada tasarladığınız avatarınızı, dijital eşyalarınızı ya da müziğinizi satabileceksiniz. Bunların kanuni olarak hakkı da sadece sizde olacak. Dolayısı ile web 3.0’la birlikte hukuki altyapıda da değişimler olacağını ön görebiliriz.

Blockchain

Blockchain teknolojisi aslında basit bir yazılım algoritması olarak karşımıza çıktı. Ancak tek merkezden doğrulama gerektirmeyen ve içine dahil olan herkesin (bloklar) doğrulama yapabildiği kırılması oldukça zor bir güvenlikten bahsediyoruz. Bu şekilde dijital varlıklarınızı bir kasa gibi güvenli bir şekilde saklayabilecek ve satabileceksiniz. Metaverse'ün ödeme sistemlerinin blockchain tabanlı olacağı öngörülüyor. Zaten böyle bir ekosistem için en doğru altyapı bu teknoloji ile kullanılabilecek durumda olacak.

AR&VR

Arttırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR), son yıllarda oldukça hızlı gelişen iki teknoloji oldu. Gözlük ve görüntü işleme yeteneğine sahip cihazlar sayesinde bu teknolojiler eğitim, eğlence ve alışveriş gibi yerlerde kullanılmaya başlandı. Ancak asıl sıçramayı Metaverse ile yapacaklar. AR teknolojisinde var olan gerçekliğin üzerine başka bir gerçeklik eklemek mümkün oluyor. Instagramda kullandığımız komik filtreler buna güzel bir örnek. Instagram uygulaması, sizin yüz yapınızı, jestlerinizi ve mimiklerinizi görüntü işleme teknolojisi ile tanıyor, sonra buna dayanarak AR teknolojisi ile başka bir görüntü katmanı ekleyerek sizin video ya da fotoğrafınızı sizin istediğiniz şekle getirebiliyor.

Sanal gerçeklik teknolojisi AR'dan farklı olarak, var olan gerçeklik yerine daha derin ve sürükleyici bir gerçeklik sunuyor. Bu teknoloji için genelde özel gözlükler kullanılıyor. Bugüne kadar özellikle oyunlarda kullanılan bu teknoloji artık hayatımızın birçok alanında var olmaya başlayacak. AR ve VR ile Metaverse içinde kendi avatarınız ile, toplantılara, konserlere, etkinliklere katılabileceksiniz. Perfomans gösterebilecek ya da diğer avatarlara eğitim verebileceksiniz. Kendinizin nasıl gözükmesini isterseniz o şekilde gözükmesini sağlayabileceksiniz.

Görüldüğü gibi hali hazırda var olan bu 3 teknoloji ile iletişim kurma ve iş yapış şekillerimiz kökten değişebilir. Bunların iyi işleyebilmesi ve tamamı ile hayatımıza entegre olabilmesi için, uygun bir hukuki alt yapı, hızlı bir bağlantı altyapısı, kullanılması gereken araç ve gereçlerinde ulaşılabilir olması gerekiyor. Hangi sektörde olursanız olun gelecek 10 yıl içerisinde bu teknolojilerin sizi etkileyeceği yüksek olasılıklıdır. Şirket ve kurum altyapınızda neleri Metaverse'e uyarlayacağınızı şimdiden konuşmak oldukça faydalı olacaktır.