Klasik bir başlangıç olacak ancak son 2 yılda yaşadığımız baş döndürücü dönüşümlerin ilerleyen zamanlarda hızlanacağını yaklaşık 10 yıldır hem yazıyor hem de söylüyorum. Burada vurgulamak istediğim nokta, kurumların temel stratejisinin sadece YENİ DÜNYAYA odaklanıp her eğilime atlamaları ile yanlış yaptıklarıdır. Yapılması gereken çıkan eğilimlere reaksiyon göstermek yerine onları daha önceden öngörmektir.
Bununla ilgili temel çerçeveyi kısaca listelemek istiyorum:
KURUMLAR ARTIK ETKİSİ İSPAT EDİLMİŞ EĞİLİMLERE HEMEN KATILMAYI BEKLEMEMELİDİR.
Eskiden geçerli olan "yeni dünyanın ortaya çıkan eğilimlerine adapte olmak" durumu artık bir efsane haline gelmektedir. Hızı gittikçe artan teknolojik değişimleri yakalayana kadar birçok strateji çoktan eskimiş duruma düşecektir. Bu durumdan dolayı kurumların daha yıkıcı, değiştirici ve önümüzdeki yıl eğilimlerine odaklanmaları gerekebilir.
2010'DA EN DEĞERLİ OLAN 10 ŞİRKETİN 8'İ 2020'DE LİSTENİN ÇOK AŞAĞISINA DÜŞMÜŞTÜR.
Yaklaşık 10 sene geriye gittiğimiz zaman Apple ve Microsoft dışında ilk onda olan şirketlerin hiçbiri artık aynı noktada bulunmamaktadır. Pozisyonunu koruyan kurumların en büyük artısı öz yetkinlikleri üzerine odaklanarak, ürün çeşitlendirmesi yerine daha çok kendi ürünlerindeki eğilimleri iyi tahmin etmelerine odaklandıklarını söyleyebiliriz.
"GELECEĞE DÖNÜŞ" DÜŞÜNCE YÖNTEMİ, BUNDAN 10 YIL SONRASININ NASIL OLACAĞINI DÜŞÜNEREK, BUGÜN NE TÜR HAREKETLER YAPILACAĞINI BELİRLER.
Karar vericiler bundan 10 yıl sonrasındaki değişimleri ve kaymaları, senaryo analizi ile sürekli takip etmelidir. (Öneri Makale: Taylan Demirkaya- Stratejik Öngörü Modeli-ICT Media Aralık 2020). Bu yaklaşım ile kurumlar uygun gördükleri girişimleri satın alabilir ya da iş ortaklığı yapabilirler. Böylece kurumsal yetkinliklerini arttırmış olarak değişime daha hazır hale gelebilirler.
GÜNÜMÜZDE KURUMSAL İNOVASYON YAKLAŞIMI GENELLİKLE BUGÜNDEN İLERİ BAKIŞ AÇISINI BENİMSEMEKTEDİR.
Yukarıda belirttiğim geleceğe dönüş yönteminin tersine, kurumlar daha çok bugünden gelecek yönetimini tercih etmektedir. Buna örnek vermek gerekirse kurumsal inovasyon programlarında yöneticiler ve karar alıcılar genellikle var olan bir problemin çözümü üzerine çalışmayı uygun görürler. Ancak bu yaklaşım işletmenin temel iş modelinin uzun dönemde hangi varsayımlar ile değişeceğini göze almamaktadır. Var olan teknolojiler ile akut çözümler üzerine gidilmektedir. Önemli olan bu problemlerin nereden çıktığı ve zamanla nasıl değişeceğine odaklanmaktır. Bu programlar, "inovasyon tiyatrosu" olarak adlandırılan ve sadece şirketlerin kendilerini yenilikler konusunda güvende hissetmek için yaptığı biz dizi etkinlik ve eğitimden öteye geçmemektedir.
HİÇ KİMSE PİYASAYI ALT EDEMEZ.
Yöneticiler eğer ortaya çıkan problemlere bu şekilde reaksiyon göstermeye devam ederse, uzun dönemde ortaya çıkabilecek birçok yıkıcı değişikliği fark etmeyecektir. Borsalar ve piyasalar yöneticilerden çok daha hızlı bir şekilde zaten bu değişimlere tepki verme kapasitesine sahiptir. İnovasyon ekibinin şirketin temel operasyonlarından çok daha bağımsız bir biçimde tabiri caiz ise "kutu dışı" çalışması çok değerlidir.
2020'LERDE NELER OLUYOR SORUSU YERİNE 2030'LARDA NE TÜR DEĞİŞİMLER BİZİ BEKLİYOR SORUSUNU SORMAKTIR.
Gelecek tam olarak asla tahmin edilemez. Ancak geleceğe giden yolda olabilecek değişimlerin sinyalleri her zaman ortaya çıkar. Bu küçük sinyalleri dikkatlice analiz ederek gelecek stratejileriniz için riskinizi azaltabilirsiniz.